Eleştirmen Hülya Soyşekerci'nin, "Ateş Çiçekleri" üzerine değerlendirmesi


Eleştirmen Hülya Soyşekerci’nin (MESELE Dergisi’nin 2011/Kasım sayısında yer alan) değerlendirmesinden alıntılar:

“ Alime Yalçın Mitap yeni kitabı Ateş Çiçekleri’nde uzun bir dönem toplumun üzerine karabasan gibi çöken 12 Eylül karanlığında onurlu başlarıyla gökyüzüne ve güneşe uzanmaya çalışan devrimcileri

birer ‘ateş çiçeği’ olarak dile getiriyor şiirsel, içten anlatımı ve etkili imgeleriyle. Ateş Çiçekleri’nde yer alan yazılarda 12 Eylül karanlığı içindeki toplumsal direnişi ve bu direnişin bireysel planda yaşanan acıların içinden anlatımını ilgiyle ve duygulanarak okuyor; yaşanmışlıktan gelen o güçlü sesi metnin her satırında hissedebiliyoruz. Anlatılanlar, her şeye karşın insanlık onurunu yitirmeyen insanların dünyasına ve gelecek günlere dair kalplerde yeşeren umuda ve inanca vurgu yapıyor.

AteşÇiçekleri’nde Alime Yalçın Mitap’ın anı, deneme ve anlatı türlerini etkili biçimde bir araya getirdiğine; içtenliğini ve şiirsel anlatımını yazılarının dokusuna sindirerek canlı, duygu dolu yazınsal metinler oluşturduğuna tanık oluyoruz………..

Daha önceki yıllarda 12 Eylül izlenimlerini, resim sanatı içinde dile getiren; düzenlediği sergilerde bu karanlığa dikkatleri çeken Alime

Yalçın Mitap’ın o yıllarda sergilediği bazı resimlerin bu kitaptaki metinlere eşlik etmesi; yazıyla resmin buluşmasından oluşan inanılmaz bir imgesel gücü duyumsatıyor. Yazılardaki imgeler, resimlerin

imgeleriyle buluşunca, okurların zihninde derin, sancılı birer öykü oluşuyor; sonra da bu öyküler zihinlerden yüreklere uzanıyor sessizce. ……………

Gerçeklerin sorgulanması için öncelikle belleklerin canlı tutulması gerekiyor. Egemen güçler, belleklerin silinmesi için, yaşananları unutturmak için her yola başvuruyor; algılamalarımızı sürekli etkiliyor, gerçekleri bozuyor ve değiştiriyor. Ancak, onların unuttuğu önemli bir olgu var: Gerçek sanat; direnmenin, umudun, insanın özgürlüğünün en gür sesidir; bu ses ne içeride, ne de dışarıda susar; yaşam sürdükçe gerçek sanatın sesi, -her şeye rağmen- kendisini bir yolla, bir şekilde duyurur, ifade eder…Pablo Neruda bu olguyu şiir sanatı üzerinden ne güzel dile getirmiştir:

 

 

"Fakat kim öldürebilir ki şiiri! Şiir kedi gibi yedi canlıdır. İşkence ederler, sokaklarda sürüklerler, üstüne tükürürler, alay ederler, etrafını dört duvarla çevirirler, sürgüne yollarlar, fakat o bütün bunları yaşar, sonunda tertemiz bir yüzle ve gülümseyerek yeniden ortaya çıkar………..

 

Alime Yalçın Mitap’ın kitabındaki metinlerde sürekli vurgulanan ya da sezdirilen konu, “edebiyatın/edebiyatçının vicdanı” konusu; yani yazarın yaşadığı toplumdan, yaşadığı dünyadan, tanık olduğu haksızlık ve adaletsizliklerden kendini sorumlu hissederek, toplumsal meseleleri eserlerinde dile getirmesi; “çağının tanığı” olması… Toplumu anlatırken, insanın bir birey olarak içsel derinliğini ve dinamizmini göstermeyi de ihmal etmemesi…

Ateş Çiçekleri, Alime Yalçın Mitap’ın vicdanımızın derinliğine seslendiği yazılarıyla anlam kazanan, insani-toplumsal değerleri yeniden anımsatan; ve devrimci idealleri uğruna hayatlarından büyük bedeller ödeyen bir kuşağı ölümsüzleştiren farklı bir kitap...”